İlişkilerde İtiş-Kakış Dinamiği
- Sinem Geniş
- Jan 19
- 2 min read

Kaplumbağa ve Kaplan Hikayesi
İlişkilerde, çoğu zaman sadece bize özel ve benzersiz gibi görünen problemler yaşarız. Ancak bir çift terapisti olarak, bu süreçlerin aslında ne kadar evrensel olduğunu defalarca gözlemleme şansı buldum. İlişkilerdeki temel dinamikleri fark etmek, onları daha sağlıklı bir şekilde yönetebilmemiz için bize rehber olabilir.
İlişkilerde, tehdit veya tehlike algıladığımızda, içgüdüsel olarak "savaş ya da kaç" mekanizmamız devreye girer. Bu, oldukça doğal ve yargılanmaması gereken bir durumdur. İnsanlık olarak, daha ilkel bir tepki sisteminden evrilerek duygusal tepkilerimizi kontrol etmeyi öğreniyoruz. Bu değişim, özellikle günümüzde hayatta kalma tehditlerinin azalmasıyla daha da anlam kazanıyor.
Bu savunma mekanizması, ilişkilerde iki temel rol şeklinde kendini gösterebilir. Bir taraf olayları büyütüp derinlemesine ifade ederken, diğer taraf olayı küçümseyip içine kapanabilir. Bu rolleri eğlenceli bir şekilde açıklamak için, bir tarafı "kaplan", diğer tarafı ise "kaplumbağa" olarak adlandıralım.
Kaplan ve Kaplumbağa Dinamiği
Kaplan rolündeki partner, hissettiklerini daha enerjik ve yoğun bir şekilde ifade eder. Olayın önemli olduğunu hisseder ve ihtiyaçlarının karşılanması için genellikle sesini yükseltir (bu hem sözel hem davranışsal olabilir). Kaplanlar genelde dışa dönük işlem yapar, yani sorunlarını arkadaşlarına anlatır veya konuşarak çözme eğilimindedir.
Kaplumbağa rolündeki partner ise, kendini korumak için içe kapanır, geri çekilir ya da sorunu küçümseyerek görmezden gelir. Kaplumbağalar, sorunlarını kendi içlerinde çözmeye çalışır ve bu yüzden konuşma ihtiyacı hissetmezler.
İlişkilerde genelde zıt kutuplar birbirini çeker ve her iki partner bu rollerden birini üstlenir. Ancak bazen, farklı partnerlerle bu rollerin değişebileceği de gözlemlenir. Sonuç olarak, her iki taraf da görülmek ve duyulmak ister; fakat bunu genellikle etkisiz yöntemlerle yapmaya çalışır.
Dinamiğin Döngüsü
Kaplan, ihtiyaçlarının fark edilmesi için daha fazla sesini yükselttikçe, kaplumbağa kendini daha çok kapatma eğiliminde olur. Kaplumbağanın uzaklaşması kaplanı daha da tetikler ve bu bir kısır döngüye dönüşür. Her iki taraf da aslında bağ kurmaya çalışırken, farkında olmadan daha fazla kopuşa neden olur.
Bu bilinçsiz döngü, ilişkide güvenin ve bağlanma hissinin zayıflamasına yol açar. Oysa güven, ilişkinin temel taşıdır ve olmadan sağlıklı bir bağ kurmak mümkün değildir.
Bu Döngüyü Nasıl Kırabiliriz?
Bu dinamiği fark ettiğinizde, çözüm, partnerinize daha benzer şekilde hareket etmekte yatar. Yani, doğal tepkilerinizi aşarak orta noktada buluşmayı öğrenmek gerekir.
Kaplanlar İçin: Kendinizi sakinleştirmeyi öğrenin. Sesinizi yükseltmek yerine, duygularınızı daha kontrollü bir şekilde ifade edin. Böylece kaplumbağa partneriniz, daha az tehdit altında hissedip kendini açmaya başlayabilir.
Kaplumbağalar İçin: Bir adım atmayı deneyin. Mesela, “Şu an biraz zamana ihtiyacım var, bir saat sonra konuşabilir miyiz?” gibi bir cümleyle bile kaplan partnerinizi rahatlatabilirsiniz. Bu, onların daha az yoğun hissetmesine ve size daha yakın olmalarına yardımcı olur.
Bu adımlar her iki taraf için zor olabilir, ancak bu çaba, ilişkinizde bağlantıyı yeniden inşa etmenin anahtarıdır. Zamanla, bu döngüyü aşabilir ve daha sağlıklı bir iletişim kurabilirsiniz.
Derin Yaraları Şifalandırmak
Bu dinamiklerin kökeni genellikle çocukluk dönemindeki yaralara dayanır. Partneriniz, bu yaraları iyileştirmeniz için bir ayna görevi görür. Bunu fark ettiğinizde, ilişkiniz hem kişisel hem de ruhsal büyümeniz için bir araç haline gelir.
Daha derin tetikleyicileri şifalandırmak için bir terapistten destek almanızı öneririm. Bu süreç zorlayıcı olabilir, ancak sonunda daha sağlıklı ve tatmin edici bir ilişkiye sahip olmanız mümkün. İlişkiler, bizi geliştirmek ve olgunlaştırmak için bir fırsattır. Unutmayın, sevgi dolu bir ilişki inşa etmek, bilinçli bir çaba gerektirir ve bu kesinlikle mümkündür.
Commenti